Kuzey Kıbrıs’ın bilim kadınları arasında öne çıkan bir isim Doçent Doktor Netice Yıldız. Kıbrıs Türk kültürünü ve sanatını geleceğe en doğru şekilde aktaracak bir bilimin, sanat tarihinin tek temsilcisi Netice Yıldız. Sanat tarihinden kadın hareketine ve hatta basın alanına kadar geniş bir yelpazede, renkli bir kimliğe sahip olan Netice Hanım, kadınların başarılı bir temsilcisi.
3 Şubat 1957 yılında Lefkoşa’da dünyaya gelen Netice, ailesinin ikinci kızı. İlk kızlarının ardından bir erkek evlat bekleyen Yıldız ailesi, kızlarının doğumunu buruk bir mutlulukla karşılar. Aslen Görneçli Halil İbrahim Bey ile şimdiki Meriç, o zamanki adı ile Mora köyünden Ziver Hanım, çocuk denecek yaşta daha 16 yaşında, Lefkoşa’da tanışarak evlenirler. Evliliklerinin birinci yılında büyük kızları Naciye, hemen ardından da küçük kızları Netice doğar. Bir erkek çocuk sahibi olmak isteyen aile, yaklaşık 4 yıl sonra amaçlarına ulaşır. Gürsel isimli oğullarının da doğması ile aile tamamlanır.
Önceleri terzilik yapan baba Halil İbrahim ile anne Ziver Hanım, Kıbrıs’ın ilk temizlemeevi olan Yıldız Temizlemeevi’ni açarlar. Karı-koca evdeki birlikteliklerini iş yaşamına da taşırlar. Küçük Netice’nin çocukluğu yoğun bir aile sevgisinin yaşandığı güzel bir ortamda geçer. Atatürk İlkokulu civarında, Fuzuli sokakta, kirada oturdukları evleri, Netice’nin hatırladığı ilk anılarıdır. Çok titiz olan Ziver Hanım’ın, ablası ile Netice’yi cicili-bicili giydirmesini ve çok sağlam bir terbiye vermesini hiç unutmaz Netice.
Ablası Naciye ile arasındaki bir yıllık yaş farkı Netice’nin hayatında hep önem arzeder. İkiz gibi büyüdüğü ablası ile birlikte Növber Hanım Anaokulu’nda başlayan okul yaşamları, ilkokula başlayacakları gün ayrılır. Çünkü o güne kadar annesinden hiç ayrılmayan Netice, okula başlamayı reddeder. Annesiyle geçirdiği bir yılın ardından Selimiye İlkokulu’na başlar Netice. İlk 3 ay okulu sevmeyen ve pasif bir öğrenci olarak kalan küçük Netice’nin okul dışındaki zamanı ailesiyle birlikte dükkanda geçer.
Netice’nin okula başlamasının ardından patlak veren 63 olayları tüm Kıbrıs’lıların olduğu gibi, Yıldız ailesinin de hayatını altüst eder. Bu arada Fuzuli sokaktan, yaşamlarını geçirecekleri Dumlupınar bölgesinde satın aldıkları yeni evlerine taşınmıştır Yıldız ailesi. 1963 Aralık’ında başlayan EOKA saldırıları sonucu, Netice ve ailesi evlerini terkederek, surlariçindeki dayılarının yanına taşınırlar. Olaylar sonucu 1 yıl okulundan uzak kalan Netice, anne ve babasının yönlendirmesi ile dükkanda geçirdiği dönemde okula gider gibi ders çalışır. 1 yılın ardından okuluna dönen Netice, ilk ayların pasifliğini üzerinden atarak, sınıfının parlak öğrencileri arasına girer. Ablası ve kardeşi ile birlikte, sınıflarının en parlak öğrencileri arasında yer alan Netice, bu başarılarını anne-babalarının aileye çok düşkün olmasına dayandırıyor. Birbirlerine çok bağlı olan Ziver Hanım ile Halil İbrahim Bey, bu bağlılığı çocuklarına da aşılarlar.
Hırslı ve çalışkan bir öğrenci olan Netice, sosyal çalışmalarda da en öndedir. Selimiye ilkokulunda bir süre eğitim gören Netice, daha sonra Atatürk İlkokulu’na geçer. 67-68 yıllarında, Kıbrıs’ta ilk kez başlatılan ve öğretmenlerden birinin adına atfen Tuncer kursları denilen okul dışı kurslara da başlayan Netice ve ablası, matematik, fen ve kültür derslerini eğlenceli ve teknik oyuncaklarla öğrenirler.
10 yaşında yabancı dile olan yatkınlığı farkedilen Netice, ingilizce dersleri almaya başlar. Yaşamında ve mesleğinde çok faydasını göreceği yabancı dil derslerine çok severek devam eder Netice. Okul dışındaki zamanlarını kardeşleriyle birlikte babalarının kuru temizleme dükkanında geçiren Netice, zaman zaman babalarına da yardım ederler.
Orta eğitimine Maarif Koleji sınavlarını kazanarak, Kolejde devam eder Netice. Hırslı ve çalışkan bir öğrenci olan Netice, ingilizcenin yanında fransızca dersleri de almaya başlar. Matematik ve fen derslerine olan yatkınlığı dikkat çeken Netice, kolejde de çok başarılıdır. Oldukça faal bir öğrenci olan Netice, gelecekte fen ağırlıklı bir eğitim hedefler. Ancak 1975 yılında Netice, son sınıfa geldiğinde, katıldığı Öğrenci Seçme Sınavında, kendince başarısız bir sonuç alarak İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisini kazanır. İngilizce eğitim almayı hiç düşünmeyen Netice, ablası gibi tıp okumaya kararlıdır. Ancak yeniden sınava girene kadar, okuluna kayıt yaptırmaya karar veren Netice, İstanbul’a gider.
Bir yılın sonunda tekrar sınava giren Netice, hedefine ulaşamaz ve İngiliz Filolojisinde okumaya devam eder. Diyarbakır Tıp’ta okuyan ablası Naciye’nin o yıl İstanbul’a geçiş yapması ile kendini daha rahat hisseder Netice. Ablası ile birlikte İstanbul’da daha mutlu olan Netice, İngiliz dilinde de başarılı olur. Başarısızlıkla sonuçlanan sınav denemesi sonunda okulunu bitirmeye azmeden Netice, 4 yılın ardından mezun olur. Okulunu tamamladığı, YÖK öncesi dönemde, İstanbul Üniversitesi’nin kendi öğrencilerine tanıdığı sınavsız doktora hakkından faydalanan Netice, doktora yapmaya karar verir. Ancak, İngiliz Filolojisinde sınırlı olan doktoraya giremeyen Netice, bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Sanat Tarihi üzerine doktora çalışmalarına başlar.
5 kişilik bir öğrenci grubu ile birlikte, Osmanlıca dersleri almaya başlayan Netice, Osmanlıca’nın zorluğuna rağmen bu dersleri tamamlamayı başaran tek öğrenci olur.
Hiç düşünmediği, bilmediği bir konuda doktoraya başlayan Netice Yıldız, çalışmalarını sürdürdükçe sanat tarihini sevdiğini farkeder. 1980 yılında doktora çalışmalarına başlayan Netice Hanım, Osmanlı-İngiliz ilişkileri konusunda geniş bir çalışma alanı seçer kendine. Arşiv belgelerine dayalı olarak çalışmalar yapan Netice Hanım, İngiltere-Türkiye ve Kıbrıs arasında mekik dokur, uzun yıllar. Kalıcı bir eser yarattığı tez çalışması sırasında Başbakanlık Arşivi, Cambrıdge, Oxford, Topkapı ve Dolmabahçe arşivlerinde araştırma yapma fırsatını bulan Netice Yıldız, Kıbrıs tarihi konusunda da engin bir bilgiye sahip olur. Çok zengin bir dönemi inceleyen Netice Hanım, 7 yılda tamamlamayı başardığı tez çalışması sonucunda, bin sayfadan oluşan 2 ciltlik bir eser yaratır. 7 yıllık dönemin bir yılını İngiltere’de araştırma yaparak geçiren Netice Hanım, İngiltere’de kardeşinin ve akrabalarının büyük desteğini görür. Netice Hanım’ın doktora çalışmaları sırasında Cerrahpaşa Hastanesi’nde ihtisas yapan ablası Naciye Hanım, Netice Yıldız’ın en büyük destekçisidir. 15 Eylül 1987 yılında doktora sınavını veren Netice Hanım, 29 Eylül 1987’de Kıbrıs’a döner. Ancak Netice Hanım, adaya iki kişi olarak dönmüştür. Yanında, ablasının 6 aylık kızını da Kıbrıs’a getiren Netice Hanım, Yasemin’le özel olarak ilgilenir. Çalışma hayatına başlamasının ardından, hafta sonları Yasemin’in bakımını üstlenen Netice Yıldız, Yasemin’i kızı gibi sever.
Ülkesine ve ailesine olan bağlılığı sonucu geri dönüş kararı alan Netice Yıldız, yıllarca anne-babasının kendileri için yaptığı fedakarlıkların bir karşılığı olduğunu ve bunu geriye dönüşle ödeyebileceğini düşünür.
Adaya dönüşünün ardından 1 Ekim 1987’de Doğu Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi’ne kabul edilen Doktor Netice Yıldız, sanat tarihi ve ingilizce dersleri vererek çalışma hayatına başlar. Yeni kurulan İnsani Bilimler Bölümünde koordinatör olarak görev alan Netice Hanım, 3.5 yıllık koordinatörlüğün ardından bölüm başkanlığına getirilir. Kendisini öncelikle öğretim üyesi olarak gören Netice Yıldız, İnsani Bilimler Bölümü’nde seçmeli ders olarak sanat tarihi verir yıllarca. 1992 yılında Doçentliğe hak kazanan Netice Yıldız, bu bölümde üniversitedeki tüm bölümlerle ortak çalışma yapma şansını yakalar. İnsani Bilimler Bölümü’nün İngilizce Bölümü ile birleştirilmesini tasvip etmeyen Netice Yıldız, üniversiteden ayrılmaya karar verir. Yurtdışında çalışma imkanları arayan Netice Hanım, karar verme noktasına geldiği günlerde yeni bir görevlendirmeyle karşı karşıya kalır.
Rektör Özay Oral tarafından Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nü kurmakla görevlendirilen Netice Hanım, 1998 yılında büyük bir heyecanla Bölümün kuruluşunu gerçekleştirir. 3 yıllık yoğun ve özverili bir çalışma ile kurduğu bölümün başkanı olur Netice Yıldız. Ancak bir yılın sonunda yeterli öğrenciyi bulamayan Sanat Tarihi Bölümü’nün, Arkeoloji Bölümü olarak geliştirilmesine karar verilir. Kendini arkeolojiden çok Sanat Tarihine yakın hisseden Doç. Dr. Netice Yıldız, başkanlığını üstlendiği Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nden ayrılarak Mimarlık Fakültesi’ne geçer. Sanat Tarihi’nin mimarlıkla daha içiçe olması Netice Hanım’ın Mimarlık Fakültesi’ne kısa sürede alışmasını sağlar. Mimarlıkta Sanat Tarihi dersleri vermeye başlayan Netice Yıldız, sanat tarihi mesleğinin uzmanlık ve özveri gerektiren bir alan olduğunu vurguluyor. Bir sanat tarihçisinin çok kolay yetişmediğini ifade eden Netice Hanım, bu mesleğin yoğun bir çalışma ve ihtisaslaşma gerektirdiğini anlatıyor. Bu sahada belli bir kontenjanla uzman yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Netice Hanım, iş alanının sınırlı olduğunu ifade ediyor.
Dünyada büyük önem verilen sanat tarihçilerinin Kıbrıs’ta yeterli ilgiyi görmediğini belirten Netice Yıldız, sanat tarihçisi açısından Kıbrıs’ın zayıf olduğunu vurguladı.
3 yıldan bu yana Mimarlık Fakültesi’nde sanat tarihi ve master dersleri veren Netice Yıldız, bilgisini en üst düzeyde öğrencilerine sunabildiği için çok mutlu. Bugüne kadar bilgilerini değerlendirip kitap basma şansına sahip olamayan Netice Hanım’ın ders notları aslında birer kaynak kitap niteliğinde. 2.5 yıldan bu yana sanat tarihi dersini on-line olarak internetten de öğrencilerine ulaştıran Netice Yıldız, oldukça renkli ve zengin bir web sayfasına sahip. Her zaman, Kıbrıs sanat tarihi hakkında bir kitap yazmayı arzuladığını anlatan Netice Hanım, mali imkansızlıklar nedeniyle bu düşüncesini bu güne kadar gerçekleştirememiş.
Mimarlık alanında sanat tarihinin çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Doç Dr. Netice Yıldız, mimari alanda başarılı çalışmalara imza atmak için geçmişin çok iyi bilinmesi gerektiğini vurguluyor. Mimari alanda her zaman özgün ve etkili çalışmaların hedeflendiğini anlatan Netice Hanım, Kuzey Kıbrıs’taki yeni yapılaşmada ülkemizin karakterini yansıtan yapıların dikkat çekici olduğunu vurguluyor. Her yüzyılın kendi karakterini yansıtan eserlere ihtiyacı olduğunu ifade eden Netice Hanım, yapılaşmada en çok 3’lü kemer sisteminin kullanıldığını ve köy evlerinin de yaygınlaştığını belirtiyor. Eski kültürümüzü korumak için eski eserlerimizi korumamız gerektiğini ifade eden Netice Yıldız, bir toplumun kültürünü oluşturmak için hem eski hem de yeni eserlere ihtiyacı olduğunu anlatıyor.
Zamanını tamamen akademik çalışmalara ayıran Netice Hanım, üniversite dışındaki etkinliklerle ilgilenmeye fırsat bulamıyor. Özellikle master öğrencileriyle projelendirdiği çalışmalar ve kendi projeleri konusunda yoğun saatler geçiren Netice Hanım’ın, kısa dönemdeki esas hedefi, Kıbrıs’taki Osmanlı-İngiliz ilişkileri konusunda şık bir kitap bastırmak.
Kendi çalışmaları arasında İngiltere’deki Türkiye Cumhuriyeti Sefaret Binaları’nın tarihçesi konulu belgesel çalışmaya büyük önem veren Doç Dr. Netice Yıldız, Kıbrıs’ta kadın santçılarla başlayan kültür sanat sürecini incelediği yeni bir araştırmayı da tamamlamak üzere. Araştırma yaptığı konularda kitap denebilecek, geniş makaleler yazan Netice Yıldız’ın bugüne kadar yayınlanmış makale ve tebliğ sayısı 50’ye ulaşmış.
Üniversitedeki çalışmaları arasında büyük zamanını alan Kadın Dergisi’nin yayın kurulu başkanlığını da yürüten Netice Yıldız, Kıbrıs Türk kadın tarihine katkı koyan, güzel bir esere de imza atıyor. Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda tanınan ve bilimsel indekslerde yeralan bir eseri olan Kadın Dergisi, zengin bir yazar kadrosuna sahip.
Son bir yıl içinde hazırlamaya başladığı 6-7 makalesinin tamamlanmak üzere olduğunu anlatan Netice Yıldız, Türkiye’de basılan ve yayın dünyasına kazandırılan 21 ciltlik Türkler serisine, Kıbrıs’ta Osmanlı Kültür Mirası ve İngilizlerle Osmanlılar arasındaki etkileşimi anlatan 2 makale ile katkı koymuş.
Zamana sığdıramadığı yoğun çalışmaların tamamını belgelere dayandıran ve Türk, Osmanlı Kültürünün tanıtımını sağlayan Netice Yıldız, uluslararası alanda Türk kadınını başarıyla temsil ediyor.
Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki görevi dolayısıyla haftanın büyük bölümünü Gazimağusa’da geçiren Netice Hanım, mesleğinin ilk yıllarında, çeşitli etkinliklere katıldığını ve çeşitli kurumlarda görev aldığını anlatıyor. 1990 yılında sponsorluğunu Asil Nadir’in üstlendiği Kıbrıs Araştırma ve Tanıtma Vakfı’nın kuruluşunda görev alan Netice Yıldız, 3-4 yıl süreyle bu Vakıf’ta çalışır. Kıbrıs konusunda çeşitli çalışmalara, konferanslara imza attığı bu Vakfın, daha sonraları maddi sorunlar nedeniyle çalışamadığını ifade eden Netice Hanım, üniversitedeki yoğun çalışma temposunun sosyal çalışmalar konusunda engel teşkil ettiğini vurguluyor.
Üniversite’deki Kıbrıs Araştırmaları Merkezi’nin kuruluşuna önayak olan Netice Yıldız, bu merkezin çalışmalarını düzenlediği halde hiçbir dönemde başkanlığını yürütmediğini anlatıyor. Bu çalışmalar arasında Kadın Araştırmaları ve Eğitim Merkezi ile ilgili olarak bazı faaliyetlere imza atan Netice Hanım, 1999 yılında ilk kez 21 kadın sanatçının katılımıyla bir sergi düzenlemiş. 2000 ve 2002’de de 2 sergi düzenleyen Netice Yıldız, kadınlar konusunda da çeşitli araştırmalar içerisinde.
Ülkesinin sanatını ve kültürünü derinlemesine araştıran bir sanat tarihçisi olan Doç. Dr. Netice Yıldız, Kıbrıs’a döndüğünde bulduğu sanat ortamının, son dönemlerde dinamizmini yitirdiğini ifade ediyor. 80’li yılların sonu ile 90’lı yıllarda gelişen sanat ortamında bir devrim yaşandığını vurgulayan Netice Hanım, son yıllarda, yaşanan ekonomik krizle birlikte, sanat camiasında da bir durgunluğun gözlemlendiğini anlatıyor. 90’lı yıllarda açılan özel sanat galerilerinin, sanat ortamına hareketlilik getirdiğini belirten Netice Yıldız, son günlerde Büyük Han’ın hayata geçirilmesini mutlulukla karşılıyor. Bir sanat tarihçisi olarak, sanat dünyasına katkı koymaya çalıştığını belirten Netice Hanım, özellikle resim alanında kadınların öne çıktığını ve kendisinin de bu çalışmaları dünyaya duyurmaya çalıştığını anlatıyor.
Kıbrıs adasında, özellikle İngiliz döneminde okulllarda verilen dikiş-nakış derslerinin, bir estetik taşıdığını ve sanatsal alanda değerli görüldüğünü tespit eden Netice Hanım, yakın zamanda katıldığı Ortadoğu ile ilgili konferansta, Kıbrıs Türk kadınını tanıtarak, kadının çağdaşlığın simgesi olduğunu belgeler. Kadın ve nakış üzerindeki çalışmasını makale olarak sunmayı hedefleyen Netice Hanım, uluslararası alanda, tanınan ve bilinen bir bilim kadını konumunda. Kıbrıs Türk kadınının başarılı bir temsilcisi olan Doç. Dr. Netice Yıldız, bugüne kadar birçok uluslararası konferansta ülkemizi temsil etmiş.
Yoğun bir akademik çalışma içerisinde olan Netice Hanım, sanat tarihçisinin, geçmişi olan, sanatsal değeri olan objeleri inceleyerek topluma sunduğunu vurguluyor. Sanat tarihçisi ile sanat eleştirmeni arasında fark olduğunu anlatan Doç. Dr. Netice Yıldız, sanat eleştirmenlerinin daha çağdaş sanatlarla ilgilendiğini ifade ediyor. Sanat eleştirmenlerinin geniş bir vizyona ve bilgiye sahip olması gerektiğini belirten Netice Hanım, eleştirmenlerin daha araştırmacı olması gerektiğinin altını çiziyor. Kendi çalışma alanında, ortaçağdan bugüne gelmeye çalıştığını anlatan Netice Yıldız, kadınlararasında varolan dayanışmanın, özel bir destekçisi.
Küçük toplumların eleştiriye açık olmadığını ifade eden Netice Hanım, güzel ifadeler kullanılmadığı zaman eleştirmenin de acımasızca eleştirildiğini bu nedenle, sanat eleştirmenlerinin tarafsız ve bilgili olması gerektiğini vurguluyor.
Son derece yoğun bir tempoda çalışan Doç. Dr. Netice Yıldız, ancak hafta sonlarını kendine ayırabiliyor. Boş zamanlarında kültürel etkinlikleri takip eden ve çok sevdiği yeğeni Yasemin ile seyahat eden Netice Hanım, ailesiyle vakit geçirmeyi seviyor. Yılın 6 ayında denize giren ve yüzmeyi seven Netice Hanım, seyahat etmekten de büyük keyif alıyor.
Çeşitli konferanslar ve seminerler için birçok ülkeye seyahat eden Netice Yıldız, pek çok Avrupa ülkesinde Türk kültürünün derin izlerinin görüldüğünü anlatıyor. Fotoğrafçılık çalışmalarında, Türk kültürünü yansıtan Netice Hanım, çalışmalarını derslerinde de materyal olarak kullanıyor. Dijital ortama aktardığı çalışmalarını arşivleyen Netice Hanım, zengin bir fotoğraf serisine sahip.
Yaşamının ve zamanının çoğunu akademik çalışmalara adayan, ülkemizin tek kadın sanat tarihçisi Doç. Dr. Netice Yıldız, araştırmacı kimliğe sahip gerçek bir bilim insanı. Türk kültürünü ve Türk kadınını en özel ve en gerçek şekliyle batı dünyasına aktaran Netice Yıldız, kadının varoluş savaşında güçlü kimliklerinden biri.