Ibrahim Maalouf

Ibrahim Maalouf Resmi
Hayranı olduğumuz ünlü trompetçilerden Louis Armstrong, Miles Davis ve Chet Baker gibi isimler klasik üç subaplı trompeti kullandılar. İbrahim Maalouf'un babası tarafından icat edilen 4 sübaplı trompetteki, ekstra sübap, bizim kulağımızın alışık olduğu ve müziğimizin motiflerini oluşturan quarter tone(çeyrek ton)'ların çalınmasını sağlıyor. Klasik batı müziğinde bir tam ses eşit iki parçaya ayrılır, bir oktav tam 8 sesten ve 12 yarım sesten oluşur. Ancak arap müziğinde bir oktav 24 eşit parçaya bölünmüştür ve her bir notanın arası quarter tone(çeyrek ton) olarak adlandırılır.
Çeyrek tonların çalınmasına uygun bir enstrüman, arap makamında bir parça çalmak için herzaman yeterli değildir, duyduğumuz kusursuz melodilerde kuşkusuz İbrahim Maalouf'un eşşiz tekniğinin de büyük katkısı var.
Her müzisyenin çaldığı enstrümana olan inancı ayrıdır, ancak hepimiz biliyoruz ki insan sesini dinlerken aldığımız haz, ya da müzik yapanlar için, bir enstrüman çalmak yerine şarkı söylemenin getirdiği tatminiyet herşeyden farklı. İbrahim Maalouf, neden trompet sorusuna, insanın şarkı söylerken kullandığı kasların aynıları ile trompetin çalındığını ve insan sesi ile yapılabileceklerin hepsinin sadece trompet ile yapılabileceği cevabını veriyor bir röportajında, ki kendisi de yapıyor şimdi, söylemek gerek.

İbrahim Maalouf, arap müziği için tasarlanmış bir trompete sahip olmasına ve bu müziğin ciddi şekilde etkisinde kalmasına rağmen, çalıştığı müzisyenler ile farklı türlere kaymayı başarabilmiş bir müzisyen. Caz mı, caz-funk mı, klasik mi, elektro mu yoksa modern rock mı sorusuna kendisi de bilmiyorum cevabını veriyor.

Babadan yadigar 4 sübaplının tadına en çok vardığımız albümü kuşkusuz, Diagnostic(2011).
Diagnostic'in de en güzeli, Beirut. Savaşın izlerini hala içinde barındıran ve hala savaşa devam eden bir şehrin insanından belki de o şehir için yapılmış, yazılmış,çalınmış en güzel şey.
Bu sene Babylon'da verdiği bir konserde, bu parçanın hikayesini paylamıştı Maalouf. 18 yaşında kulağında Pink Floyd'un müziği ile Beyrut'ta yürürken savaş sonrası yıkılan binaları görmenin üzüntüsü ile bestelenmiş bu parça. Parçanın her bir saniyesinde de iliklerinize kadar o hüznü hissediyorsunuz gerçekten.

Yer Aldığı Etkinlikler

25 Ekim 2014
Cumartesi
Ibrahim Maalouf İstanbul Konseri
CRR Konser Salonu / İstanbul