Romen yazar Mihail Sebastian ın, ülkesinde en çok oynanan ve bilinen, aynı zamanda sinemaya da aktarılan oyunun konusu kısaca şöyle..
Küçük bir kasabada her Çarşamba akşamı olduğu gibi yine sinema dağılmıştır ve arada bir geçen ekspres dışında pek de bir yaşanmışlık belirtisi göstermeyen tren istasyonunda, cadaloz karısının ani baskınlarından arta kalan zamanlarda istasyon şefinin en büyük eğlencesi uyuklamaktır. Disiplini, yaşamının tek amacı olarak benimsemiş okul müdiresi Bayan Cucu, yalnızca bir dolu yasaklar getirdiği öğrencilerinin değil, neredeyse kasabada yaşayan herkesin attığı her adıma büyük bir kuşkuyla bakmaktadır. Bayan Cucu nun tam aksine, özgürlüklerden ve hayal kurmaktan yana olan ve öğretmen maaşıyla geçinmekte zorlanan Bay Marin in, bir Astronomi kitabına 22.000 ley ödemesi herkesi şaşkına çevirmişken, geçmekte olan gece ekspresinden inen, nereden geldiği ve nereye gideceği de meçhul olan gizemli bir kadın bir anda ortalığı daha da karıştırır. Üstelik üzerinde kim olduğuna dair en ufak bir belge yoktur.
Bay Marin in evinde sabahın olmasını beklerlerken, Marin, kimsenin bilmediği bir sırrını paylaşır Mona ile.. Kimsenin bilmediği, daha önce keşfedilmemiş bir yıldız bulmuştur. İsmi olmayan, keşfedilmemiş, kimsenin bilmediği bir yıldız. Artık yalnızca Marin ve Mona nın bildiği. İsimsiz bir yıldız. Müzik öğretmeni olan Bay Udrea nın, bestelediği senfoninin çalınabilmesi için bir obuaya ihtiyacı vardır, fakat çok pahalı olduğundan alınamamaktadır. Zavallı Udrea ne yapacağını kara kara düşünürken, Mona nın, izini sürüp onu bulan kumarbaz eski sevgili Grig in gelmesiyle işler daha da karışır. Mücevherleri ve gökyüzü arasında bir seçim yapmak zorunda kalan Mona, aşk ve cesaretsizliğin yıkıcı tezatlığında karar vermek zorundadır.
